5-11 EKİM


Bir akşam annemizin "montessori" grubundan arkadaşı Mine Teyze ile oğlu Kutay ve kızı Melis evimize misafir oldular. İlk kez karşılaştığımız bu çocuklarla o kadar güzel 2 saat geçirdik ki tadına doyamadık. Annelerimiz bile bu kadar güzel oyunlar oynamamıza hayran oldular.. İlk fırsatta yeniden buluşmak üzere sözleştik..

Ankara'ya yeni bir cafe açılmış.. İsmi "GOGO JUNGLE"..





Bildiğimiz cafeler gibi değil.. Herşey çocuklara göre düzenlenmiş. İçeri girer girmez kendiniz kendinizi harika bir ormanın içinde gibi hissediyorsunuz.. kapıdan girişte kocaman bir akvaryum var... Bu yemyeşil mekanın içinde serpiştirilmiş kocaman hayvanlar var. Timsah, fil, goril ve dev bir kelebek.. Yemeklerimizi yerken aniden canlanıp hareket etmeye başlıyorlar. O anda her yerden sesler ve ışıklar çıkıyor.. Çok heyecanlı.. Bizim oturduğumuz masa timsahın hemen yanıydı. kafamızı kaldırdığımızda yanıp sönen yıldızlardan oluşan bir gökyüzü vardı. Mekanın üst katında yine çocuklar için harika bölümler var. Kocaman bir sinema salonu, minderlerle döşenmiş nefis bir çocuk diskosu (ki bu diskoya girer girmez annemiz bizden once dans etmeye başladı) var. Aşağı katta oturanlar yukarıdaki bölümleri kamera ile izleyebiliyor. Giriş katında çocuklara faaliyet yaptırılan bir bölüm var.. Ayrıca doğum günü gibi özel kutlamakar için ayrılan bir bölüm daha. Tuvaletler şahane.. Çocuk boyu klozet ve lavabo var. İçinden köpük akan sabunlar.. Annemiz temizliğine da hayran oldu buranın.. Yemekler lezzetli. Biz mini çöp şiş ve patates kızartması yedik. Yanında da ayran içtik. Gayet lezzetli ve doyurucu idi. Annelerimiz ise birer kadeh şarap içitiler :) Yaklaşık 3 saat boyunca hiç sıkılmadan harika zaman geçirdik..Bu nedenle buraya sık sık gelmeye karar verdik. Yeri Çayyolunda Minasera alışveriş merkezi içinde 1. katta.. sabah 11 ile akşam 11 arası açıkmış.. Yaşasın !!!!!

Bir akşam annemiz bize oyun hamuru ile gül yapmayı öğretti. Önce oyun hamurunu oklava ile incecik açıyoruz. Sonra bundan kçük yuvarlaklar kesiyoruz. Sonra bu yuvarlakların bir tarafını spatula ile iyice inceltiyoruz. Bunlar gülün taç yaprakları oluyormuş. Sonra her bir taç yaprağı minik bir hamurun etrafına sarıyoruz. Bir kenarını bastırıp bir kenarını dışarı büküyoruz.

Yaptığımız gülleri 1 gün boyunca kuruttuk. Harika oldular :)

Bu hafta Oyun Evi'nde müzik ve ritm çalışması yaptık. Bizler birer kukla olduk. Öğretmenimizle birlikte bir tiyatro oyunu hayal ederek yaptık bu çalışmayı. Annemiz "Çoklu Zeka" testi sonuçlarımızı değerlendirdi diğer öğretmenimiz ile. Bu sonuca göre her ikimizin de "görsel" ve "işitsel" zekaları çok iyi çıkmış.. Deniz'in "dilsel" zekası çok ilerde.. Zeynep'in ise "müziksel" zekası harika.. "Sosyal" zeka ortalamada.. "Mantıksal" ve "Analitik" zeka yönlerimiz biraz daha destek istiyormuş.. Bu konularda yeni çalışmalar yapacakmışız.. Ne güzel :))

Bu hafta Zeynep "Polis" olmaya karar verdi.. Deniz ise "Pilot".. Zeynep trafik sorununa çözüm bulacağına inanıyor.. Deniz ise havada uçarak gitmenin daha kolay olacağını düşünüyor..

Çınar'ın annesi Sermin Teyze bize kendi hazırladığı eğitim setinden bir takım hediye göndermiş.


Hemen masamıza oturup yapmaya başladık . O kadar zevkli ki. Çok teşekkür ederiz..

Annemizin her ay hazırladığı "Bu ay çocuklarımızla neler yapalım" başlıklı yazısı yayın hayatına yeni başlayan "minimui" dergisinde de yayınlanmaya başladı. Ayrıca "oyalama kağıdı" isimli web sitesinde de zaman zaman bizimle ilgili makale yazıyor.. Haberiniz olsun :)

Bu hafta en sevdiğimiz şarkı listesi şöyle:
1-Pırlanta
2-Komple
3-Aşkım baksana bana
Populer kültürden bizi uzak tutmaya çalışan annemiz de artık pes etti.. O da arabada bu şarkılarfı bizimle söylüyor :)

Bir akşam Leyla ve annesi Azer Teyze ile Ecemsu ve annesi Didem Teyze misafirimiz oldular. Birlikte oyun oynadık. Duvarımıza suluboya ile resim yaptık..

Bir günü annanemiz+Filika Teyzemiz+Ayfer Teyzemiz ile geçirdik. Birlikte alışveriş yaptık.

Bir sabah Ecemsu arkadaşımıza kahvaltıya gittik. Bir dolu sevdiğimiz arkadaşımız da o sabah ordaydı. Çok sevdiğimiz Nazan arkadaşımızla görüştük..

Bir sabah İstanbul Yolundaki "Saray Cennet Bahçesi"ne kahvaltıya gittik.





Çok güzel bir yerdi. Tıpkı bir köy yeri gibi. Her yer yemyeşildi. 2 köpek vardı. Birisine yaklaşmayın dediler.





Ama diğeri ile uzun uzun oynadık. Ona "oyuncu" ismini verdik. Tavşanlara yemek verdik. Oyun parkında oyunlar oynadık.


Nerdeyse akşam akadar orda kalacaktık ki "eve gitme zamanımız geldi" dedi annemiz. Üstümüz başımız o kadar toz toprak olmuştu ki kapıdan girer girmez annemiz bizi banyoya soktu. Mis gibi olduk..

Bir akşam Billur'lara gittik. Lale Teyze bize mısır patlattı.




Biz deli gibi oyunlar oynadık. Annnelerimiz sohbet etti :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder