Bu hafta sonu, Devlet Opera ve Balesi'nin yeni oyunu "Sihirli Dünya" isimli çocuk müzikalini izledik.
Biz yine en önce yerimizi alıp izlemeye hazırlanıyorken, oyunun başkahramanı "Bora" gelip kızlarla tanıştı, sohbet etti.
"Merhaba ben Bora, sizin adınız nedir ?"
Deniz: "Benim adım Deniz"
Zeynep: "Benim adım Zeynep"
"Siz daha önce hiç çocuk oyunu izlediniz mi?"
Zeynep: "Hem de her hafta izledik"
"Peki hangi oyunları izlediniz?"
Deniz: "Narnia Günlükleri, Camdan Kalp, Keloğlan, Sihirbaz Ozz..."
"Anladım, anladım. Siz iyi izleyicisiniz"
Oyunda "Bora" okuldan eve gelip televizyon izlemek istiyor. Ama o sırada televizyonda "klasik müzik" konseri var.
Derken "Bora" da kendini sahnede buluyor ve klasik müzik enstrümanları, opera sanatçıları ve balerin çocuklarla tanışıyor.
Keman, viyola, viyolonsel, flüt, obua ve piyano sıra ile kendilerini tanıtıyor.
Viyolonselin, insan sesine en yakın sese sahip olduğu ve keman ile viyolanın annesi olduğunu;
Yaylı çalgıların yayına "arşe" dendiğini;
Viyolanın, kemandan biraz daha büyük olduğunu ve daha kalın bir sese sahip oluduğunu öğrnedik.
"Oyuncakçı Coppelius", "La traviata" dekorunda "Sevil Berberi"nin Figarosu, "Kediler", "Olimpia", Mozart'tan "Sihirli Flüt", "Ali Baba ve Kırk Haramiler" ...
Harika aryalar, mini danslar ile yaklaşık 1 saat çok güzel zaman geçirdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder